Heckscher-Ohlin Teoremi; uluslararası ticareti, karşılaştırmalı üstünlüğe ya da faktör donatımındaki farklılığa dayandırır. Mono...
Teori; standart uluslararası ticaret teorisinin ( ya da faktör donatımı teorisinin) "malların homojenliği" varsayımına karşı çıkar. Bu varsayıma göre ticarete giren malların birimleri homojendir; birbirinin tıpa tıp aynıdır. Homojenlik tam rekabet piyasasının koşullarından biridir. Bu varsayımdan şu sonuç çıkar : Aynı mal, bir ülke tarafından hem ihraç, hem ithal edilemez. Oysa gerçek yaşamda bunun tersi, yani aynı malın bir ülke tarafından hem ihraç, hem ithal edildiği görülmektedir. Klasik teori, bu tür ticareti açıklayamaz.
Faktör donatımı teorisi, uluslararası ticaretin tümünü açıklamak ister. Oysa monopolcü rekabet teorisi, yalnızca "endüstri-içi ticaret"i açıklamaya yöneliktir. Başka bir deyişle sorunu, sanayi malları üzerindeki iki yönlü ticareti açıklamaktır.
Monopolcü rekabet hipotezi (endüstri-içi ticaret) konusundaki ilk çalışmalara, E. Helpman ile P. Krugman'ın makaleleri örnek olarak verilebilir. Teoriye katkısı olan başka birçok yazar daha vardır: H. G. Grubel, P. J. Lloyd ve D. Greenaway, G. C. Hufbauer gibi...
Teorinin kimi temel varsayımlar şunlardır: Sanayi sektörü homojen değil, farklılaştırılmış mallar üretir. Uluslararası ticaretin çok büyük bir bölümü, bu farklılaştırılmış malların alım-satımını kapsar.
Mal farklılaştırılması; belli bir endüstride bir malın, bileşimi, kullanılışı, görünümü, en azından markası bakımından aynı endüstride üretilen öbür mallardan farklı olmasıdır. Tüketicilerin bilincinde, her ne sebepten olursa olsun bir malın farklı olduğuna dair bir inancın oluşması, o malı "farklı" kılmaya yeterlidir. Farklılaştırılmış malların klasik bir örneği otomobildir. Dünyada pek çok firma otomobil üretir. Fakat bunlar aynı endüstrinin malı olmakla birbirinden farklıdır: Bir Renauld (Fransız), bir Toyota (Japon), bir Chevrolet (ABD), bir Mercedes (Alman), bir Murat (Türk)... birbirinin aynı değildir.
Teori bakımdan önemli bir sınıflama, "endüstrilerarası ticaret" ve "endüstri-içi ticaret" şeklindeki ticaret sınıflamasıdır. Endüstriler-arası ticaret; birbirine benzer olmayan ya da bütünüyle değişik endüstriler tarafından üretilen malların alım satımıdır.
Endüstri-içi ticaret ise, aynı endüstriye ait farklılaştırılmış malların alınıp satılmasıdır. Başka bir deyişle "bir ülkenin aynı endüstri kapsamındaki farklılaştırılmış malları hem ihraç, hem de ithal etmesidir." Buna "iki yönlü ticaret" adı da verilir. Özellikle sanayileşmiş ülkeler arasındaki ticaretin önemli bir bölümü bu türdendir. Endüstri-içi ticaret H. Grubel ve P. Lloyd tarafından geliştirilmiş olan bir indeks yardımıyla ölçülebilir.
Açıklayıcı değişkenler, "mal farklılaştırılması" ve "ölçek ekonomileri"dir.
Teori, sanayi malları üzerindeki iki yönlü ticareti, ölçek ekonomileri ile açıklar. Sanayi kesiminde firmalar çoğunlukla "ölçeğe göre artan getiri" koşulları altında çalışır. Bunun doğal sonucu, monopolcü rekabet piyasasının ortaya çıkmasıdır. Bu durumda, firmalar; çok sayıda farklı türde mal üretmek yerine, bir ya da birkaç tür mal üretmeye yönelir. Böylece uzmanlaşma başlar, daha etkin teknolojiler kullanılır; ölçek ekonomilerinden yararlanılır. Ülke uzmanlaştığı mal türünün ihracatçısı durumuna gelir. Öbür mal türleri, başka ülkelerden ithal edilir.
Ülkeler arasında faktör donatımları ne derecede farklı ise karşılaştırmalı üstünlüklere bağlı "endüstriler-arası ticaret" o derecede büyük olur. Buna göre faktör donatımı (ya da karşılaştırmalı üstünlükler) teorisi, daha çok sanayileşmiş ülkelerle az gelişmiş ülkeler arasındaki ticareti açıklar. Monopolcü rekabet teorisi ise, aynı faktör donatımına sahip sanayileşmiş ülkelerin kendi aralarında gerçekleştirdikleri iki-yönlü ticareti açıklar.
Endüstri-içi ticaretin önemi, ilk kez Avrupa Ekonomik Topluluğu'na üye ülkeler arasındaki dış ticaret kısıtlamalarının kaldırılması sırasında fark edildi. Yapılan uygulamalı çalışmalar şunları ortaya koydu:
(i) Bölgede ticaretin serbestleştirilmesi sonucu, ticaret hacmi büyük oranda artmıştır.
(ii) Bu artış, daha çok, aynı endüstrinin farklılaştırılmış mallarının ticareti biçiminde gerçekleşmiştir (Daha somut bir anlatımla Almanya Fransa'ya x marka otomobil ihraç edip ondan y marka otomobil ithal ediyor; İtalya, Hollanda'ya a tipi daktilo satıp, ondan b tipi daktilo satın alıyor).